Yaralarım var benim, kah
kabuk bağlamış, kah hala kanayan. Kimisi her dokunuşta hala can acıtan, kimisi
kabuk bağladı zannedip, içten içe sızıyla hatırlatan.
Bazen birkaç cümle anlatır
hislerimi, bazen en acı hisleri bastırmak için atılan yüksek kahkahalarım..
Minik minik gözyaşları
süzülür umut dolu gözlerimden. Bazen de çığlık çığlığa ağlamak anlatır
hislerimi..
Yaralarım var benim.. Hala
kanayan yaralarım.. Hala kabuk bağlayamayan..
Küskün yanlarım var. Kırgın
taraflarım var. Unutmak nedir bilemediğim anılarım..
Yüzüne bakarken tebessüm
edip, içimi sızlatanlar var bir de.. kimi zaman özledim diyemeyip, öyle
bakakaldığım.. Bazen tüm hırsımı ondan çıkarıp, sonra içten içe üzüldüğüm
kahrımı çektiğini bildiğim sevdiklerim var.
Bir yanım hüzünlü, bir yanım
kederli.. Bir yanım hep küskün benim.. Büyük kahkahalarımla bastırdığım, en
deli dolu hallerimle karşıladığım ama hep küskün bir yanım. Sana, ona, hayata,
hayallerine, umutlarına, belki de kendine küskün o yanım..
En çok da o yanım sever
yaşamayı, her gece hayaller kurmayı, her şeye rağmen umut etmeyi, hayatın tüm
güzelliklerini, her koşulda keyif yapabilmeyi, yemek yaparken haz almayı,
hayvanları sevmeyi, bir çiçek büyütmeyi, her bitirdiği kitap sonrası düşünmeyi,
baharı-yazı belki sonbaharı, güzel kokular duymayı, şık olup baktırmayı, sahip
olduğu her şeye şükretmeyi, anı kaçırmamayı, denizi-yosunu içinde deniz geçen
her şeyi, sahip olduğu her şeye anlam yüklemeyi..
Yaralarım var benim.. Hala
kanayan yaralarım.. Hala kabuk bağlayamayan.. Küskünlüğüm ondandır hayata..
Vazgeçmeden, deli gibi hayata bağlı yaşarken, hayatın hala kapatamadığı
yaralarım.. Varoluş nedenimi unutmadan, durmadan yaşamaya çalıştığım..
Yaralarım var hala kanayan..
Bu yüzden küskündür hep bir yanım..